NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ حَرْبٍ
حَدَّثَنَا
حَمَّادُ
بْنُ زَيْدٍ
عَنْ أَيُّوبَ
عَنْ ابْنِ
أَبِي
مُلَيْكَةَ
حَدَّثَنِي عُقْبَةُ
بْنُ
الْحَارِثِ
وَحَدَّثَنِيهِ
صَاحِبٌ لِي
عَنْهُ
وَأَنَا
لِحَدِيثِ
صَاحِبِي أَحْفَظُ
قَالَ
تَزَوَّجْتُ
أُمَّ
يَحْيَى بِنْتَ
أَبِي
إِهَابٍ
فَدَخَلَتْ
عَلَيْنَا
امْرَأَةٌ
سَوْدَاءُ
فَزَعَمَتْ
أَنَّهَا
أَرْضَعَتْنَا
جَمِيعًا
فَأَتَيْتُ
النَّبِيَّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَذَكَرْتُ
ذَلِكَ لَهُ
فَأَعْرَضَ
عَنِّي
فَقُلْتُ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ
إِنَّهَا
لَكَاذِبَةٌ
قَالَ وَمَا
يُدْرِيكَ
وَقَدْ
قَالَتْ مَا
قَالَتْ
دَعْهَا
عَنْكَ
İbn Ebî Müleyke'den (rivayet
olunduğuna göre) Ukbe b. Haris şöyle demiştir:
Ben Ümmü Yahya binti Ebî
İhâb ile evlenmiştim. Siyah bir kadın yanımıza gelip ikimizi birden emzirdiğini
iddia etti. Bunun üzerine Nebi (s.a.v.)'e varıp bu durumu kendisine anlattım.
Benden yüz çevirdi, (söyleyeceklerimi dinlemek istemedi).
Ey Allah'ın Rasûlü, o
kadın kesinlikle yalancıdır! dedim.
"Ne biliyorsun? O
söylediğini söyledi. Sen artık (evlendiğin) o kadını bırak" buyurdu.
İzah:
Buhari, nikâh; Tirmizî,
radâ; Ahmed b. Hanbel, IV, 384.
İbn Ebî Müleyke bu
hadisi, Ukbe b. Hâris'ten iki yolla almıştır:
1- Doğrudan doğruya
bizzat kendisinden almıştır.
2- Bu hadisi Ukbe b.
Hâris'ten, onun arkadaşları vasıtasıyla almıştır. Fakat İbn Ebî Müleyke bu
hadisi bizzat Hz. Ukbe'nin kendi ağzından işitmesinden daha ziyade ondan
arkadaşı vasıtasıyla işitmekle öğrenmiştir. Bir başka ifadeyle onun
arkadaşından duyduğu rivayet bizzat kendi dinlemesinden daha çok hatırında
kalmıştır. 3604 numaralı hadis-i şerifte İbn Ebî Mü-leyke'nin sözü geçen
arkadaşının Ubeyd b. Ebî Meryem olduğu açıklanmaktadır.
Sübülü's-Selâm isimli
eserde bu hadis hakkında şu görüşlere yer verilmektedir:
Hadis-i şerif süt
annenin şehadetinin yalnız başına kabul edilebileceğine delildir. Buharî bunun
için ayrı bir bab açmıştır. İbn Abbas ile seleften bir cemaatin ve Ahmed b.
Hanbel'in mezhebi budur. Ebû Ubeyd, "Erkeğe kendiliğinden ayrılmak vacip
olur, hâkimin hükmüne lüzum yoktur" diyor.
İmam Mâlik'e göre, süt meselesinde
ancak iki kadının şehadeti kabul edilir. Hanefîlerle diğer bir takım ulemaya
göre, süt meselesinin sair hukuktan bir farkı yoktur. Binaenaleyh burada da
iki erkek yahud bir erkekle iki kadın şahitlik etmelidir. Yalnız süt annenin
şahitliği kâfi gelmez. Şâfiîlere göre, süt anne ile birlikte üç kadının
şahadeti kabul edilir. Yalnız ücret istememesi şarttır. Şâfiîlerce bu hadis,
ihtiyata ve şüpheli şeylerden korunmaya hamledihniştir. Fakat kendilerine: Bu
sözlerinin zahire uymadığı, çünkü Peygamber (s.a.v.)'e meselenin dört defa
sorulduğu, dördünde de;
"Nasıl olur, bak
ne söylendi" cevabım verdiği hatırlatılmıştır. Bu hadisin bazı
rivayetlerinde "Onu bırak" denilmiştir. Dârekutnî'nin rivayetinde
ise, "Ondan sana hayır yok" buyurulmuştur. Eğer ihtiyat kabilinden
olsaydı ona kadını boşamayı emrederdi. Halbuki hadisin hiçbir rivayetinde
talâk zikredilmemiştir. İbn Abbas taraftarları bu ciheti nazar-ı itibare
alarak: "Bu hüküm buraya mahsustur. Binaenaleyh sair hukukun hilâfına
olarak burada yalnız süt annenin şahadeti kâfidir." demişlerdir.[Bk.
Davudoğlu Ahmed; Bülûğu'l-Merâm Terceme ve Şerhi, lif, 467-468.]
Hattâbî'nin
açıklamasına göre, metinde ecen "o kadını bırak" emri far-ziyyet
değil, bir tavsiye ve irşad niteliğinde olduğundan bu hadiste bir kadının süt
kardeşlik hakkındaki şahitliğinin kabul edilmesi gerektiğine ait bir delil
yoktur.